Hayal Kırıklığı mı, Maaş Düşüklüğü mü? Çalışanların Yarısı İşe Girdiği İlk Aydan CV Göndermeye Başlıyor
6 mins read

Hayal Kırıklığı mı, Maaş Düşüklüğü mü? Çalışanların Yarısı İşe Girdiği İlk Aydan CV Göndermeye Başlıyor

Yeni işe başlayan gençlerin yaklaşık yarısı ilk aydan başka işlere başvuruyor. Gençlerin çalışma hayatından neden aradıklarını bulamadığını uzmanlar yorumladı.

İşe başlar başlamaz iş arıyorlar.

Bloomberg Businessweek Türkiye’den Fulya Öktem haberine göre, iş arama ve eleman bulma sitesi kariyer.net verilerinde işe başlayanların yüzde 41’inin ilk 30 gün içinde başka bir işe de başvurduğu görülüyor ve oran bir yıl içinde yüzde 62’ye çıkıyor. 

‘İşe Alım Süreçlerinin Geleceği’ isimli araştırmada da küresel çapta katılımcıların yüzde 42’si aktif iş aradığını belirtirken, Türkiye’de bu oran yüzde 53 oluyor.

Aktif olarak iş aramadığı halde iyi bir teklif gelirse değerlendireceğini söyleyenler dünyada yüzde 41, Türkiye’deyse yüzde 38 seviyesinde oluyor.

Verilere dair kariyer.net CEO’su Fatih Uysal, önce işverenleri uyarıyor, ‘Nasıl adaylar için deneme süresi varsa, artık işverenler için de bir deneme süresi var’ diye belirtiyor. 

Çalıştığı halde aktif iş arayanları buna yönlendiren sebepler ise ilgi çekiyor:

  • Pozisyon ya da kıdem yükselişi

  • Terfi fırsatının olmaması

  • Maaş ve sosyal haklardan memnuniyetsizlik

  • Farklı bir mesleği keşfetmek.

Gallup’un son araştırmasındaki veriler de çalışan sadakatinin dünyada yüzde 23, Türkiye’de yüzde 14 olduğunu gösterirken, ABD’de bu oran yüzde 32, Avrupa’da yüzde 13 ve kurumsallaşmış olarak nitelenen şirketlerdeyse yüzde 72 seviyesinde olduğu görülüyor.

23 yaşındaki bir yazılım mühendisi, öğrenciyken iki şirkette çalıştığını belirtirken, mezuniyet sonrası girdiği ilk işten 2. ayında istifa ettiğini söylüyor. Nedenini ise 15 bin TL’ye başladığı işte bir ay sonra zam döneminde ücretinin 19 bin TL’ye çıkması sonrası yaptığı işin ve aldığı maaşın kendisini tatmin etmediğini belirtiyor.

20 yaşında bir endüstriyel tasarım öğrencisi olan Zeynep, maaşlara yönelik önemli bir hesaplama yaparak sorunu ortaya koyuyor:

Başlangıç maaşının, asgari ücretin 2-3 katı kadar olmasını hedefleriz. Teorik olarak, bu maaşı 2 katına çıkarsak bile, geçim meselesini aşamayız. Tecrübeli bir çalışanın maaşı 45 bin 608 liraya ulaşsa da muhtemelen büyük şehirlerde, örneğin İstanbul veya Ankara’da çalışıyor demektir. Bu şehirlerde, ‘kümes’ olarak adlandırabileceğimiz evlerin kirası 15 bin liradan başlar. Kira düştüğünde 25 bin 608 lira kalır. Fatura, gıda, kişisel harcamalar (sağlık vb), sosyal harcamalar, acil harcamalar (tamirat) ve enflasyon ihmal edilse dahi sürekli borçlu oluruz.

Gençler neden sık iş değiştiriyor?

Verilerini değerlendiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, araştırmaya dair birçok verinin bilinmeden yorumun doğru olmayacağı şerhiyle yaptığı değerlendirmede önemli tespitler sunuyor:

  • Bir an önce iş bulmak için işe başlıyorlar ancak daha iyi bir iş için iş aramaya devam ediyorlar.

  • Ücretlerin asgari ücrete yaklaşması ve geçim şartlarının ciddi biçimde zorlaşması nedeniyle ücretler yetersiz kalıyor.

  • İş koşullarından memnun olmayıp koşulları daha uygun bir iş arıyor.

  • Kısa süreli/yarı zamanlı çalışanlar daha uzun çalışacakları bir iş arayabilir.

  • Eksik istidam nedeniyle yeni iş arıyor olabilirler.

Gençlerin beklentilerini yüksek bulan, hedeflerine daha kısa sürede ulaşma istekleri olduğunu söyleyenler de var.

Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, sadece cep telefonu ya da tatil parası için çalışan gençler olduğunu söylerken, daha yüksek ücretler, daha yüksek yan haklar ve arkadaş çevresinin gençleri etkilediğini belirtse de işverenleri uyarmayı ihmal etmiyor. 

Karadeniz, ‘Demek ki her an elimizdeki personel kaçabilir. Bu noktada çalışma koşullarını iyileştirmeliyiz. İş yaşam dengesini sağlamalıyız. Haftada 4 gün çalışmayı, hibrit ve uzaktan çalışmayı konuşmalıyız. Uzaktan çalışanın yemek, internet ücretini karşılamalıyız. Çalışanları anlamalıyız. Aksi takdirde çalışanlar, özellikle nitelikli çalışanlar çok rahatlıkla başka bir işe kayabilirler’ diyor.

ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Ercan, gençlerin sadakatlerinin yüksek olmadığını ifade ederek, “Orta ve uzun vadeli optimizasyonu gençlerde göremiyoruz. Bir süre işte kalsa güzel paralar alacak ama anında cebinde para gördüğü için gidip kurye oluyor” tespitinde bulundu.

Gallup’a göre çalışan sadakatinde temel faktörler ‘gaye’, ‘gelişim’, ‘alakadar yöneticiler’, ‘iletişim’ ve ‘güçlü yönlere odaklanma’ olarak öne çıkıyor. İnsanlar çalışmak için yaşamak değil, yaşamak için çalışmak istiyor.

Dünya çapında çalışanların yaklaşık yüzde 80’i, Türkiye’de ise daha fazlası ‘sessiz istifa’ halindeyken işveren ve çalışan beklentileri neden ayrışıyor?

Deneyimli sanayici Adnan Dalgakıran, rekabetin “katma değer”de değil maliyet üzerinden hesaplandığını belirtirken, ilk tasarrufa gidilen kısmın da “işgücü” olduğunu iletiyor. “Nitelikli” çalışanın da bu ortamda fazla ücret alacağı yere gittiğini iletiyor. Ayrıca, şirketleri kendi verimsizliklerini çalışana az hak, daha düşük ücret vererek kapatmaya çalıştığını ekliyor.

Siz ne diyorsunuz? Gençler iş beğenmiyor mu? İşveren sömürüyor mu? İş hayatı hayal kırıklığı mı? Yorumlara bekliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir