CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Hak ihlalleri nedeniyle ülkemizi Avrupa Konseyi’nde yaptırım uygulanan ülke konumuna düşürmek AKP iktidarının ülkemize yaptığı en büyük kötülüktür. AKP’li olsun, CHP’li olsun 84 milyon olarak hiçbirimiz bu utanç tablosunu hak etmiyoruz. Temennimiz odur ki Anayasa Mahkemesi, Milletvekili Can Atalay ve diğer gezi mahkûmları ile siyasi tutuklular için bu adaletsizlikleri bir an önce gidersin ve bu büyük ayıptan kurtulabilelim” dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Genel Kurulu’nda dün söz alarak cezaevindeki düşünce ve siyasi suçluların durumu ile Gezi Davası’ndaki hukuksuzlukları gündeme getirdi. Çakırözer, şöyle konuştu:
“Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Gazi Meclis olarak önceliğimiz, hak ve özgürlüklerin korunduğu bir demokrasi ve hukukun üstünlüğünü hâkim kılacak adımlar atmak olmalıdır. İşe kendimizden başlamalıyız. 599 milletvekili yemin etti, biri hariç. Çünkü siyasi baskı altındaki yargı, Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Avukat Can Atalay’ı seçilmesinden bu yana, beş aydır, inatla cezaevinde tutuyor. Millet iradesini hiçe sayıyor. Burada, Meclisimize ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a görev düşmektedir. Cezaevinde milletvekili ayıbından Türkiye’nin bir an önce kurtulması gerekir.
“Keyfî bir biçimde Silivri’de tutuluyorlar”
Meclisimizin öncelikleri arasına girmesi gereken bir başka meselemiz de cezaevindeki düşünce suçlularıdır, siyasi mahkumlardır. Gazeteciler hapiste. Merdan Yanardağ, Barış Pehlivan aylardır cezaevinde. Çözüm sürecinde akil insan olarak faydalandığınız 78’liler Girişimi Sözcüsü, yazar Celalettin Can’ı şimdi aynı görüşleri yüzünden cezaevine koydunuz sağlık durumu kötüleşmesine rağmen. Celalettin Can ve Barış Pehlivan denetimli serbestlik hakkından faydalandırılmıyor, keyfî bir biçimde Silivri’de tutuluyorlar.
“Milyonların Gezi’deki haklı direnişinin intikamı çok adaletsiz bir biçimde onlardan çıkarılmak isteniyor”
Milyonların Gezi direnişinden suç çıkarma inadı yüzünden yıllarca zindanda tutulup sonunda hukuksuz cezalara çarptırılan aydınlarımız da siyasi mahkûmlar arasında. Osman Kavala 6 yıldır, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Can Atalay bir buçuk yıldır cezaevinde. Milyonların Gezi’deki haklı direnişinin intikamı çok adaletsiz bir biçimde onlardan çıkarılmak isteniyor. Oysa Gezi’nin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye’nin 79 ilindeki demokratik protestolara tam 2,5 milyon yurttaş katıldı. Bu sayıdan çok daha fazlası sosyal medyada destek verdi. Meclis sıralarında oturan milletvekillerimizin belki yarısı, belki de daha fazlası o gösterilere ya katılmıştır ya da katılmamışsa bile en azından bir kez yurttaşların tepkisinde haklılık payı olduğunu içinden geçirmiştir. Hâl böyleyken şimdi bu 2,5 milyon insanımıza suçlu damgası vurulabilir mi? Milyonlarca üyesi olan bir suç örgütü olabilir mi? Olmaz ama işte, sarayın baskısı altındaki hâkimlere zorla olduruluyor.
“Saraydan gelen talimatla hâkimler kalemini kırıyor”
Gazetelerde haberler var, ilk Gezi davasında beraat kararı veren hâkimlere sonradan yapılmayan eziyet kalmamış. Böylesine bir baskı altında yargı eliyle daha önce beraat verilen isimler şimdi zindana, çürümeye mahkûm ediliyor. İdam cezası kalkmamış olsa Kavala’yı asacak, darağacı arayacak duruma gelmişsiniz. İddianameler boşmuş, tek bir somut delil yokmuş, soruşturma FETÖ’cü hâkim ve savcılar eliyle yürütülmüş kimin umurunda. Saraydan gelen talimatla hâkimler kalemini kırıyor. Bu haksız ve hukuksuz, bu adaletsiz kararlar belki saraydakilerin hoşuna gidebilir ama milyonların vicdanında asla kabul görmedi ve görmeyecek.
“AİHM de davanın siyasi maksatlı olduğunu kararıyla ortaya koymuş durumda”
Kurucusu olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de davanın tamamen hukuksuz ve tamamen siyasi maksatlı olduğunu kararıyla ortaya koymuş durumda. Ama bizzat kendisi ‘AİHM’in aldığı kararlar Anayasa’mızın üstündedir’ diye anayasa değiştiren bu iktidar şimdi aynı kuruluşa ‘Türkiye’nin egemenlik haklarını hiçe sayan mahkeme’ diyebiliyor, ‘Kararlarına saygı duymayız, kulak asmayız’ diyebiliyor. Hak ihlalleri nedeniyle ülkemizi Avrupa Konseyi’nde yaptırım uygulanan ülke konumuna düşürmek AKP iktidarının ülkemize yaptığı en büyük kötülüktür. AKP’li olsun, CHP’li olsun 84 milyon olarak hiçbirimiz bu utanç tablosunu hak etmiyoruz. Temennimiz odur ki Anayasa Mahkemesi, Milletvekili Can Atalay ve diğer gezi mahkûmları ile siyasi tutuklular için bu adaletsizlikleri bir an önce gidersin ve bu büyük ayıptan kurtulabilelim.”